Maslow Teorisi: Mehmet Şimşek’in Ekonomi Politikaları
Maslow teorisi, Abraham Maslow tarafından 1943 yılında tanımlanan ve insan gereksinimlerini hiyerarşik bir düzen içerisinde ele alan bir yaklaşımdır. Yoksulluk, sosyal eşitsizlikler ve ekonomik sıkıntılar ile mücadele eden Türkiye’de ise bu hiyerarşinin günümüzde nasıl değiştiği önemli bir tartışma konusudur. Türkiye’nin 2024 yılında yoksulların birinci kaygısının artık “aç kalmak değil, açıkta kalmak” olması, Maslow teorisinin bazı unsurlarını sorgulamamıza neden oluyor. Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi politikaları ve hanehalkı harcamaları, gıda harcamalarının aslında yalnızca karın doyurmak için değil, temel bir varoluş mücadelesi olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Ekonomik krizle birlikte Türkiye’deki sosyal eşitsizliklerin artması, tüketim kalıplarının nasıl değiştiğini ve bu durumu nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.
Gereksinimler hiyerarşisi anlayışı, insanları motive eden faktörleri belirlemeye yönelik geniş bir perspektif sunar. Ancak son yıllarda Türkiye’deki ekonomik politika değişimleri, yoksul hanelerin harcama alışkanlıklarını ve temel ihtiyaçlarını yeniden şekillendirmiştir. Artık yoksul bireylerin en öncelikli harcama kalemi, gıda ve alkolsüz içecekler değil, konut ve kira masrafları hâline gelmiştir. Bu durum, bireylerin hayatta kalma mücadelesinde yeni dinamiklerin ortaya çıktığını gösteriyor. Maslow teorisinin geçerliliği, günümüz Türkiye’sinin sosyal ve ekonomik koşulları ışığında yeniden değerlendirilmelidir.
